ABD'de mahkeme, Harvard'ın uluslararası öğrenci kabulünün sonlandırılması kararını durdurdu

Shreya Mishra Reddy, Harvard Üniversitesi'nin tabelasıyla poz verirken

Kaynak, Shreya Mishra Reddy

Fotoğraf altı yazısı, Harvard öğrencisi Shreya Mishra Reddy, Harvard'ın ülkesi Hindistan'da en prestijli üniversite olarak görüldüğünü söylüyor
Okuma süresi: 4 dk

ABD'de Donald Trump yönetiminin dünyanın en prestijli üniversitelerinden Harvard'ın uluslararası öğrenci kabul etme iznini sonlandırma kararı mahkeme tarafından durduruldu.

ABD Bölge Yargıcı Allison Burroughs, Harvard'ın dava açması nedeniyle kararın yürütmesini 23 Mayıs'ta geçici olarak durdurdu.

Harvard'ın uluslararası öğrenci kabul etme izninin iptal edildiğini 22 Mayıs'ta ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem duyurmuştu.

Noem X hesabından yaptığı paylaşımda Harvard'ın "Öğrenci ve Değişim Programı sertifikası, yasalara uymamaları nedeniyle iptal edildi" demişti:

"Bu, ülkedeki bütün üniversitelere ve akademik enstitülere uyarı olsun."

Harvard ise bu kararın yasalara aykırı olduğunu savundu ve karara karşı dava açtı.

Üniversiteden yapılan açıklamada "140'tan fazla ülkeden misafirimiz üniversitemizi ve ulusumuzu ölçülemez bir şekilde zenginleştiriyor, bu yüzden uluslararası öğrencileri ve akademisyen kabul etme konusunda kararlıyız" ifadeleri yer aldı.

Üniversite verilerine göre son akademik yılda öğrencilerin dörtte birinden fazlasını oluşturan 7 bine yakın kişi, diğer ülkelerden okumaya gelen kişilerdi.

Uluslararası öğrenciler, okulun gelirlerinde de önemli bir paya sahip.

Öğrenciler arada kaldı

BBC'ye konuşan Harvard öğrencisi Shreya Mishra Reddy, iki yıl önce okula kayıt hakkı kazandığında ailesinin havalara uçtuğunu fakat bugün de Trump yönetiminin bu kararını duyduklarında bir o kadar üzüldüklerini söylüyor.

Reddy Temmuz ayında yönetici liderlik programından mezun olacaktı. Fakat şimdi, mezun olup olamayacağını bilmiyor.

Okulun mevcut öğrencilerilerinin yanı sıra önümüzdeki yıla kayıt hakkı kazanan uluslararası öğrencilerin durumu da belirsiz.

Harvard Üniversitesi kampüsü

Kaynak, Getty Images

Fotoğraf altı yazısı, Harvard Üniversitesi 1636'da kuruldu.

Okuldaki ikinci yılında olan Çinli öğrenci Kat Şie "şok olduğunu" söylüyor.

ABD'de kalmaya devam edebilmek için profesyonel danışmanlık aldığını fakat önündeki seçeneklerin hem çok uğraşlı hem de çok pahalı olduğunu belirtiyor.

Çin tepki gösterdi

Trump yönetimi açıklamasında Harvard'ın Çin Komünist Partisi'yle koordinasyon içinde hareket ettiğini öne sürdü.

Karara Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan tepki geldi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning gazetecilere, "Çin tarafı eğitim işbirliğinin siyasallaştırılmasına karşı" dedi ve şöyle devam etti:

"ABD'nin bu adımı sadece ülkenin imajına ve uluslararası duruşuna zarar verir."

Harvard Trump'a daha önce de dava açmıştı

Harvard Nisan ayında da, Beyaz Saray'ın okul yönetimi ile ilgili değişiklik taleplerini bağımsızlık vurgusu yaparak reddetmişti.

Harvard Başkanı Alan Garber "Hangi parti iktidarda olursa olsun hükümet, özel üniversitelerin ne öğreteceğini, kimi öğrenci olarak kabul edeceğini, hangi alanlarda çalışacağını ya da araştırma yürüteceğini dikte etmemeli" dedi.

Bunun üzerine Trump yönetimi okuldaki bilimsel çalışmaları destekleyen 2 milyar dolardan fazla federal fonu dondurduğunu açıkladı.

Üniversite ise bu karara karşı 21 Nisan Pazartesi günü federal bir dava açtı. Beyaz Saray ise buna yanıt olarak "Amerikan aileleri geçinmekte zorlanırken Harvard'ın gerektiğinden fazla maaş alan bürokratlarının kolay yolla para kazanma devri bitiyor" dedi.

Beyaz Saray'ın talep ettiği kapsamlı değişikliklerin üniversitenin işleyişini dönüştüreceği ve kontrolü büyük ölçüde hükümete vereceği yorumları yapılıyordu.

Harvard'ın bağışlar ve yatırımlardan oluşan mal varlığı 53.2 milyar dolar.

Ancak okul hükümetle ortak pek çok araştırma projesi yönetiyor. Hükümetin federal bütçeyi dondurmasının bu çalışmaları sekteye uğratabileceği belirtiliyor.

Gazze protestoları ile başladı

Trump, 2024'te Amerikan üniversitelerinde patlak veren Gazze protestolarıyla anti-Semitizm dalgasının yayıldığını, bu ortamda Yahudi öğrencilerin yeteri kadar korunmadığını savunuyor.

Beyaz Saray, bu kapsamda Harvard'a antisemitizme karşı kampüste mücadele amacı taşıdığını belirttiği bir dizi talep gönderdi.

Talepler üniversite yönetimi, işe alım uygulamaları ve kabul prosedürlerinde değişiklikler öngörüyordu.

Harvard Beyaz Saray'ın üniversiteyi "kontrol etmeye" çalıştığını söyleyerek talepleri reddetti.

Harvard Başkanı Alan Garber, 14 Nisan Pazartesi günü üniversite topluluğuna gönderdiği mektupta, "Üniversite bağımsızlığını teslim etmeyecek ya da anayasal haklarından feragat etmeyecek" dedi.

Harvard Üniversitesi'nde toplanan protestocular, ellerinde pankartlar var

Kaynak, Getty Images

Fotoğraf altı yazısı, Üniversite çevresinde düzenlenen protestolarda okul yönetimine Beyaz Saray'dan gelen taleplere "boyun eğmeme" çağrısı yapıldı.

Üniversitenin anti-Semitizmle mücadele sorumluluğunu ciddiye aldığını ve bu konuda çalışmaya devam edeceğini belirten Garber, hükümetin yetkisini aştığını savundu.

Garber, "Bazı talepler anti-Semitizmle mücadeleye yönelik olsa da çoğu hükümetin Harvard'daki 'entelektüel şartları' doğrudan düzenlemesini temsil ediyor" dedi.

Mektuptan kısa bir süre sonra Eğitim Bakanlığı, Harvard'a verdiği hibenin dondurduğunu açıkladı.

Bakanlık, "Son yıllarda kampüslerde yaşanan öğrenim kesintileri kabul edilemezdir" dedi ve ekledi:

"Yahudi öğrencilere yönelik tacizler tolere edilemez. Seçkin üniversiteler bu sorunu ciddiye almalı ve desteklerini sürdürmek istiyorlarsa anlamlı değişikliklere imza atmalıdır."

Harvard'ın hükümetten aldığı hibe ve kontratların toplam değeri 9 milyar dolar. Trump yönetimi geçtiğimiz haftalarda bu fonların tamamına inceleme başlattığını açıklamıştı.

Harvard Üniversitesi'nde toplanan protestocular, ellerinde pankartlar var

Kaynak, Getty Images

Fotoğraf altı yazısı, Harvard Üniversitesi'nin Beyaz Saray'a karşı duruşunu destekleyen göstericiler

Beyaz Saray'ın Harvard'a gönderdiği talep mektubunda okulun "entelektüel ve yurttaşlık hakları" alanındaki sorumluluklarını yerine getiremediği iddia edilmişti.

Mektupta , Harvard'ın hükümetle mali ilişkisini sürdürebilmesi için;

  • Amerikan değerlerine "düşman" olan öğrencilerin federal hükümete bildirilmesi;
  • Her akademik bölümün "görüş çeşitliliğine" sahip olması;
  • "Anti-Semitik tacizi" en çok körükleyen program ve bölümlerin hükümet onaylı dış bir denetçi tarafından incelenmesi
  • Son iki yılda kampüste düzenlenen protestolar sırasında meydana gelen "ihlaller" için disiplin cezası verilmesi
  • Üniversitenin çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık politikaları ve programlarının sona erdirilmesi talep ediliyordu.

Beyaz Saray daha önce de New York'taki Columbia Üniversitesi'nden 400 milyon dolarlık federal fonu çekmiş ve üniversiteyi antisemitizmle mücadelede başarısız olmakla suçlamıştı.

Eğitim Bakanı Linda McMahon, "Üniversiteler federal fon almak istiyorlarsa tüm federal ayrımcılık karşıtı yasalara uymak zorundadır" demişti.